Bir Zamanlar İstanbul'da Balık Tutmak
Hayat Dergisi'ne göre şu şekilde gerçekleşen olay: "Dünyanın hiçbir yerinde deniz karayı İstanbul'da olduğu gibi sarıp kuşatmamış, okşayıp sevmemiştir. Dünyanın hiçbir yerinde deniz İstanbul suları gibi ışıklı, aydınlık, rüyalı değildir ve dünyanın hiçbir yerinde deniz sayısız nimetlerini; karideslerini, istakozlarını, midyelerini, çeşit çeşit balıklarını böyle cömertçe, hovardaca insanlara ikram etmez.
Zaman zaman İstanbul sularına balık akınları olur. Lüfer geldi derler... Çok defa İstanbullulardan başkalarının aklında güç tutabilecekleri birçok balık ismini bir arada sayarlar. Balık akınları, daha başlarken şehrin her tarafında duyuluverir. İşte o zaman, amatör olsun, profesyonel olsun, sandalının palamarını çözen soluğu denizde alır. Ağlar atılır, sepetler atılır, oltalar atılır... Meraklılar denizle, denizle cıvıldaşanlardan başka her şeyi unutur. Bilhassa zamanı! Bazen saatlerce beklemeleri gerekir. Bazen son derece süratle sevgililerinin peşinde sandal koştururlar. Bazen de bütün gece uyumaz, kırmızı fenerlerle bir masal dünyasına çevirdikleri denizde lüfer veya ateş balığı avlarlar.
Balık avı bir ayrı bilgi, bir ayrı ilimdir. İstanbul balıkçıları ise, İstanbul suları gibi yumuşak, tatlı dilli, biraz da esrarlı insanlardır. Bir balıkçı sizi İstanbul balıkları hakkında fazla lafa tutmayagörsün. Ciltler okur da gene sözünü bitiremez. Yukarıdaki resim, sık sık rastgelinen balık akınlarından birinde Haliç sularını kaplayan balıkçı kayıklarının kendine has şahane manzarasını tesbit ediyor."
Yorumlar
Yorum Gönder