BİZ FETHETTİK BUNLAR MAHVETMİŞ

 Günlerden bir gün zaman makinesi icat edilir. Makine kullanılıp geçmişe gidilip Fatih Sultan Mehmed günümüz İstanbul'una getirilir. Fatih bu duruma çok sevinmiştir. Fethettiği şehrin yüzyıllar sonraki haline bakacaktır. Çok heyecanlıdır. Hemen yüksek bir yere çıkıp şehre bakmak ister. Bu dileğini ilettikten sonra makineyi kullanan ecdadcı Türkler, Topkapı Sarayı'nın Adalet Kulesi'ne çıkartılmasını kararlaştırırlar. Çünkü şehri en iyi gören nokta orasıdır. Yolda yeni çıkan yiyecekler, içecekler ikram edilen Fatih'e bir de yerli üretim sigara verilir. Fatih neymiş bu meret der ve alır. Yaktıkça yakar. Yol boyunca şehrin içinde yürürken etraftaki acayiplikleri inceler. Bu sırada ülkenin nasıl geliştiğinden, yerli ve milli sanayiden, teknolojiden, yollardan, köprülerden bahsedilir. Fakat Fatih tüm bunları dinlese de aklı hep şehrin bütününe bakmak meselesindedir. Çünkü İstanbul hem gezilen hem de seyredilen bir şehir olmakla beraber, onu uzun uzun seyretmenin keyfi bambaşkadır. Nihayet Topkapı Sarayı'na gelinir. Adalet Kulesi'ne ulaşılır. Merdivenleri ağır ağır çıkan Fatih, "Siz kalın, ben tek çıkacağım." der. Tepeye doğru çıkar. Büyük bir hevesle etrafa iyice bakar. Sonra aşağıdakilere seslenerek sigara ister. Türkler padişahın İstanbul'u keyif çatarak seyredeceğinin neşesiyle hemen bir sigara uzatırlar. Fatih sigarayı alır. Şehri seyrederek aheste aheste yakar. Şöyle derin bir nefes çeker ve ardından dumanını üfler. Herkes pür dikkat onu seyretmekte, ortamda ölüm sessizliği yaşanmaktadır. Padişah şöyle bir gerinir. Kollarını Adalet Kulesi'nin mermerlerine koyar. Sigarasının dumanı şehrin havasına doğru yayılmakta, padişah etrafa derin derin bakmaktadır. Tam bu sırada ağzından şu sözler çıkar: "Biz fethettik, bunlar mahvetmiş."



Yorumlar

Popüler Yayınlar