"SAVAŞLAR TAHTLARI YÜCELTİR. İNSANLIĞI ALÇALTIR."
Savaşlar kralların ve türlü zamanların hükümdarlarının hanesine yazılan zafer nişaneleridir. Savaşlarda ölen askerler ise tarihin hiyerarşik acımasızlığının kenara attığı, izi silinmiş kimselerdir. Milyonlarca askerin öldüğü savaşları yalnızca birkaç kişinin ismiyle biliriz. Krallar ve komutanlar...
Askerlerin aralarından şanslı olanları hatıratlarıyla gelecek on, yirmi, elli, yüz yıllarda anılırlar. Fakat yazmayı bilmeyen askerler ne yaparlar? Yazmayı bilenlerin de yaptıklarını yaparlar. Hepsi krallarının ve komutanlarının zaferi için toprak altında yatarlar. Çok şanslı olanları ise savaş madalyalarını takıp şehir meydanında gezinti yapar. Akşamına, cephede gözünün önüne ölen arkadaşını düşünür.
Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nda yayımlanan Kalem adlı bir mizah dergisinde, "Consequence de la guerre/Netice-i Harp (Savaşın Sonu)" başlıklı bir kapak çıkar (15 Ekim 1908). Burada savaşın ne olduğuna dair çok net bir görsel tasvir edilmiştir. Savaşın sonunda kral, ölen askerlerin yükselttiği tahtta oturmaktadır. Savaşlar tahtları yükseltir. İnsanlığı alçaltır.
Esasta insanın hayatı baştan aşağı bir savaştır...
Zalime karşı gaddarlık, savaşın reddinin zıddı değildir. Savaş kavramı mazlumların cinayetiyle hüzün dolar. Zalimlerin ölümünde ilk bakış neşeden başlar. Gelgelelim en nihayetinde esasta tüm tablo büyük bir katliam resmidir. Neden sorusu binlerce yıldır sorulur, cevabı bulunmaz. Bilinmez...

Yorumlar
Yorum Gönder